Beyanname verme süresi 20 Şubat’ta dolacak olan ve 5 milyon liranın üzerindeki konutların vergilendirilmesini öngören Değerli Konut Vergisi’ne …
Beyanname verme süresi 20 Şubat’ta dolacak olan ve 5 milyon liranın üstündeki konutların vergilendirilmesini öngören Değerli Konut Vergisi’ne (DKV) karşı yapılan eleştiriler sürüyor. Eski Maliye bürokratlarından Yeni Ekonomi Danışmanlık A.Ş Kurucu Ortağı Nazmi Karyağdı, 2020’yılında gerçekleştirilmesi beklenen düzenlemenin pek çok teorik ve pratik vergisel sorunlar barındırdığını belirtti, gerek değerleme ve beyanname verme yönteminde problemlerin olduğunu belirtti. Karyağdı, sadece 22 bin 700 taşınmaz hakkında dar kapsamlı vergiye yönelik birkaç öneride bulundu.
Avukat Özgür Noyan çıkan düzenlemenin bir çok konudan hatalı olduğu ve anayasamıza ayrıkırı olduğunu , mükelleflerin beyannameyi ihtirazi kayıtla (dava açma hakkının saklı tutulması) vergi mahkemesine dava açmaları gerektiğini söyledi
Değerli Konut Vergisi’nin Türk vergi sistemine 2019 yılı Aralık ayında yayınlanan 7194 sayılı kanun ile hayatımıza girdiğini hatırlatan Nazmi Karyağdı, Şubat 2020’de uygulanması düşünülen düzenleme için de , birçok teorik ve pratik vergisel sorunu birlikte barındırdığını söyledi. Tepkilerin ardından 2020 Şubat ayında verginin yeniden yazıldığını belirten Karyağdı, verginin konusuna girecek taşınmazları belirleme yetkisinin Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden alındığını, tek konuta sahip olanlarında kapsam dışında tutulduğunu söyledi.
Düzenlemenin ilk halinde konut değerinin tamamı üzerinden vergilendirme yapılırken, yenisinde dilimler getirildiğini anlatan Nazmi Karyağdı, “Yapılan bu düzeltmeler ilk günden beri Maliye’nin koridorlarında dolaşmadığı hissi veren Değerli Konut Vergisini sorunsuz hale getirmedi” diye belirtti..
Büyükşehir Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi sınırları dışında kalmış olan arazilerin, DKV yanı sıra binde 2 oranında bina vergisi (emlak vergisi) alındığına söyleyen Nazmi Karyağdı, bunun da çifte vergilendirme anlamına geldiğini söyledi.
DKV’nin matrahı olarak emlak vergisine esas olan değerin dikkate alınacağına söyleyen Karyağdı, Türkiye’de yıllardır gerçek değerle tapu değeri arasında fark olduğunu söyledi. Değer belirleme ve bunu güncel tutma yetkisi verilen Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde Taşınmaz Değerleme Dairesi Başkanlığı kurulduğuna dikkat çeken Karyağdı, “Emlak vergisi değerinin belirlenmesinde oldukça önemli bir mesafe alınmışken yeniden tartışmalı ve çoğu kez gerçekle ilgisi olmayan emlak vergisi vergi değerine dönülmüş olması bize göre çağın gerisinde kalmak anlamına geliyor. Üstelik TKGM’de değerleme faaliyeti ve harcaması yapılmaya devam ediliyorken” diye konuştu.
Binaların emlak vergisi değerlerinin cadde ve sokak bazında turkiye.gov.tr’de yer aldığına vurgu yapan Karyağdı, “Bunun yüzünden insanlardan her yıl beyanname istemek mantıklı değildir ” dedi. Beyannamenin yönteminde de sıkıntı olduğunuönemle vurgulayan Nazmi Karyağdı, “İnternet üzerinden beyanname verenler her yıl meskenlerinin bulunduğu yer belediyesinden, beyanname verilen yıl ve bir önceki yıla ilişkin bina değerini gösteren belgeyi alacaklar ve ilgili vergi dairesine elden ya da posta yoluyla verecekler. Maliye’nin kendisinin belirleyip belediyelere gönderdiği değerleri mükellefin belediyeden alıp kağıt ortamında Maliyeye (vergi dairesine) göndermesi de pek anlaşılır gibi değil” ifadelerini kullandı.
Nazmi Karyağdı, bu bir çeşit servet vergisiyse, AVM gibi diğer servet unsurlarından alınmamasının, vergide eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Karyağdı, “4 milyon liralık 10 konutu olan vergi ödemezken, 5 milyon liranın üzerinde birden fazla iki konutu bulunanlar vergiyi ödeyecek” diye konuştu. DKV’nin Emlak Vergisi Kanunu ile uyumlu hale getirilerek, artan oranlı mesken emlak vergisine dönüştürülmesiyle çifte vergilendirmenin ortadan kalkacağını kaydeden
Nazmi Karyağdı, matrah olarak da Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün yetkilendirdiği şirketlere yaptırılan değerleme sonuçlarının matrah olarak dikkate alınmasını önerdi. DKV beyannamesinin ilk mükellefiyette alındıktan sonra otomatik olarak verginin tahakkuk ettirilerek her yıl beyanname alınmaması gerektiğine vurgu yapan Karyağdı, toplanan vergilerin de emlak vergisinde olduğu gibi yerel yönetimlere kalması yönünde görüş bildirdi.
Avukat Özgür Noyan, vergialgi. net internet sitesi üzerinden yayınladığı makalesinde aynı konuttan hem emlak vergisi, hem değerli konut vergisi (DKV) alınmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu dile getirdi. Aynı şekilde belirlenen sınırlar sebebiyle serveti çok yüksek olan kişilerin, iki konutu olana göre daha az vergi verdiğini veya hiç vermediğini belirten Noyan, bunların Anayasa’nın ‘eşitlik’ ve ‘mali güce göre vergilendirme’ ilkelerine aykırı olduğunu kaydetti. Bu konuda Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iptal başvurusunun henüz sonuçlanmadığının altını çizen Noyan, şunları söyledi: “Anayasanın 153’üncü maddesinde Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği kurala bağlanmış olup, bu kuralın istisnası derdest olan davalarda Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararı uygulanabilecektir.
Bu nedenle değerli konut vergisine tabi konut sahipleri yönünden 20.02.2021 tarihine kadar verilecek değerli konut vergisi beyannamelerinin ihtirazi kayıtla verilmesi ve akabinde vergi mahkemesinde dava açılmasında fayda bulunmaktadır. Diğer taraftan, açılacak davada, vergi mahkemesinden Anayasa Mahkemesinde görülen iptal başvurusunun bekletici mesele yapılması talep edilmelidir.”
4 milyon liralık birden fazla konuta sahip olanların hiç vergi ödemezken 5 milyon liranın üzerinde birden fazla konutu bulunanlardan vergi alınmasının mantıklı olmadığını bildiren uzmanlar, düzenlemenin Emlak Vergisi Kanunu ile bir an önce uyumlu hale getirilmesini istiyor.