Yapı malzemesi sektörünün yenilikçi kuruluşu Türk Ytong, yapı sektörünün lider temsilcileri Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) ve Cephe Sanayici ve İş İnsanları Derneği (CEPHEDER) iş birliğinde düzenlenen ‘Çatı ve Cephe Buluşmaları’ etkinliğine sponsor oldu.
Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak, Türkiye’deki endüstriyel tesislerdeki yangın ve patlamalarda her yıl artış olduğunu söyleyerek, “Ytong’un ürettiği yanmaz yapı malzemeleriyle bu tesislerde meydana gelen yangın hasarını en aza indirerek tesisin çok kısa bir sürede tekrar üretim yapabilecek hale getirmek mümkün” dedi.
Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) ve Cephe Sanayici ve İş İnsanları Derneği (CEPHEDER) iş birliğinde ‘Çatı ve Cephe Buluşmaları’ etkinlik serisinin üçüncüsü Türk Ytong sponsorluğunda gerçekleştirildi. “Endüstriyel Tesislerde Yapısal Yangın Güvenliği” başlığını taşıyan çevrimiçi etkinliğin moderatörlüğünü TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Dr. Murat Sönmez yaparken, Turner International Proje Yönetimi Cephe İşleri Şefi Ufuk Y. Mısırlı, Kimya Mühendisi MSC Yangın Güvenliği Danışmanı Serkan Küçük, Allianz Türkiye Risk Mühendisliği ve Allianz Teknik Direktörü Dr. Ceyhun Eren ve Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak konuşmacı olarak yer aldı.
Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak webinarda yaptığı konuşmada yapılardaki yangın güvenliğinin tasarım ve inşaat aşamasında başladığına dikkat çekerek yatırımcı ve tasarımcılara Türk Ytong’un sunduğu çözümler hakkında detaylı bilgiler verdi. Tolga Öztoprak şunları söyledi:
“Yapıyı yaparken doğru malzeme seçimi ile yapıların ömrü boyunca karşılaşılabileceği riskleri asgari düzeye indirmek mümkün. Sanayi yapılarındaki yangınlar şirketlerin varlığını sürdürebilmesi açısından büyük bir risk oluşturuyor. Bu yapılardaki yangın riski ve yangının neden olduğu kayıplar alınacak pasif yangın güvenliği önlemleri ile büyük ölçüde önlenebilir. Bu nedenle yapılar yanmaz malzemelerle, yangına dayanıklı yapı elemanları ile tasarlanmalı, inşa edilmeli ve olası bir yangında da bütünlüğünü koruyarak yangının ve dumanın yayılmasını önleyici nitelikte olmalı.”
“Ytong’un 6 metre boyuna varan standart olarak ürettiği donatılı panelleriyle yangın duvarlarını kolayca oluşturmak mümkün. Bu paneller yangına tepki sınıfı olarak en üst sınıf olan ‘A1 sınıfı hiç yanmaz’ yapı elemanları içinde yer aldığından yangın süresince yangına katkıda bulunmuyor, alev almıyor, zehirli gaz çıkarmıyor ve damlama yapmıyor. Yangına tepki sınıfı çok önemli. Bir de yapı elemanlarının yangına dayanıklılık sınıfı var ki bu da yangın duvarında son derece önemli bir unsur. Avrupa normlarına göre ürettiğimiz Ytong Paneller sadece 10 santimetrelik kalınlıkla 180 dakika, 15 santimetre kalınlıkla 240-360 dakika aralığında yangın dayanımı sağlayabiliyor. Bu süreler yasal düzenlemelerde yer alan sürelerin çok daha üstünde. Ayrıca Ytong Paneller darbeye karşı da dayanıklıdır.”
“Son dönemde artan enerji maliyetleri nedeniyle ve yatırımın geri dönüşlerinin daha kısa sürede olmasından dolayı çatılarda fotovoltaik panel kullanımı hızla yaygınlaşıyor. Bu konuda yatırımcıların sıklıkla yaşadığı bir problem karşımıza çıkıyor. Fotovoltaik panellerin çatıya monte edilmesinde mevcut çatıların ağırlık ve rüzgar yüklerine dayanım problemleriyle karşılaşıldığını görmekteyiz. Aslında henüz rastlamadığımız belki de göz ardı edilen bir diğer unsurda bu pahalı yatırımın olası bir yangın durumunda hasar görmesidir. Bununla ilgili Almanya Ar-Ge test merkezimizde yapılan bir yangın testi var. Duvar ve çatıları Ytong Panellerle inşa edilen bir binanın çatısındaki fotovoltaik panellerin yangın geçtikten sonra yangını hasarsız olarak atlattığı tespit edildi.”
Kimya Mühendisi MSC Yangın Güvenliği Danışmanı Serkan Küçük ise endüstriyel yangınlar konusunda Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak 2017’den bu yana ‘Endüstriyel Yangınlar ve Patlamalar Raporu’nu yayınladıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Kimya Mühendisleri Odası olarak veri tabanı oluşturma çabasıyla bu alanda ilkini 2017 yılında yayınladığımız raporun beşincisini geçtiğimiz Şubat ayında yayınladık. 2021’de 394 olay yaşanmış, bunların 358’i endüstriyel yangın, 36’sı patlama şeklinde gerçekleşmiş. 394 olayın kayıtlara geçen ve erişebildiğim sebepleri arasında yüzde 49’u elektrik tesisatındaki arızadan meydana geliyor. Kaynak kesme çalışmaları bu 394 olaydan yüzde 17’sini, kimyasal tepkimelerin kontrolden çıkması yüzde 4, dışarıdan yangının sirayet etmesi yüzde 6, sabotaj yüzde 6, onarım faaliyetleri yüzde 2’lik bir dilimi oluşturuyor. Patlayıcı ekipmanla uygun olmayan ortamda bulunma ise yüzde 2’lik bir dilimi oluşturuyor. Maalesef hala kayıtlara sigara kullanımı diye geçen yüzde 11’lik bir dilim var. Anlamlandırılabilir bir veri seti haline dönüşmesi için çalışıyoruz. Bu verileri kamu sektörlerinden ve basında çıkan verilerden tasnifliyoruz. Sigorta sektörünün katkısı doğal olarak olması gerekir ama bize böyle bir veri akışı yok. Bu, veri üzerinden konuşabilme, projeksiyon yapabilme, mevsimlere göre ne yangınlar çıkıyor, illere göre nerelerde patlamalar oluşuyor, sebepleri nelerdir gibi yapının güvenliğine ve tasarımına ilişkin bir veri almak açısından önemli. Yurt dışında bu verileri ciddi bir para vererek satın alıyorsunuz. Biz Kimya Odası Mühendisleri olarak bunu isteyen herkesin hizmetine açık bir şekilde sunuyoruz.”
Allianz Türkiye Risk Mühendisliği ve Allianz Teknik Direktörü Dr. Ceyhun Eren, sigorta sektöründe gerçek hasarlarla iç içe bir ortamda bulunduklarını, buradan edinilen tecrübelerle gerek yangının çıkış nedenleri, yayılması gerekse söndürülmesi gibi konularda ne gibi tedbirlerin alınması gerektiğini araştırdıklarını söyleyerek şöyle devam etti:
“Sigortacı gözünden bakış açımız yangının nasıl söndürüleceği ve alınan söndürme önlemleri değil, tam olarak çıkış nedenlerini nasıl ortadan kaldırırız buna yönelik çalışıyoruz. Özellikle risk yönetiminin ne zaman başladığı çok önemli. Sigorta sektöründe zorlandığımız konu şu oluyor; projeler çizilmiş, bina inşa edilmiş, tüm malzemelerle donatılmış, üretim bile başlamış, sahadaki risk mühendislerimize gidip risk analizi yapmamızı istiyorlar. Bu noktada faaliyete özel konular, ona uygun alınması gereken önlemler ve yapı malzemelerinin seçiminde iş işten geçmiş oluyor.”
Ceyhun Eren endüstriyel yangınların nedenlerine ve hasarların boyutuna değinerek “Karşılaştığımız yangın hasarlarına baktığımızda çatı ve cephelerde kullanılan yangına tepki sınıfı belli bir düzeyin altındaki malzemeler içerideki faaliyet kolundan bağımsız olarak tüm binayı risk altına alıyor. Yanıcı malzemeler özellikle termoset sınıfına giriyorsa, yangın esnasında damlayarak ve adeta birbiriyle haberleşerek tüm tesisi etkisi altına alıyor. Sigorta sektöründe her yıl bizlerin de ölçtüğü gibi milyar TL’lerin üstünde büyük hasarlar ödeniyor ama can kaybı, işin durması gibi psikolojik bir sürü silsile şeklinde giden kayıplar da yaşanıyor.” dedi.
Turner International Proje Yönetimi Cephe İşleri Şefi Ufuk Y. Mısırlı ise mesleki açıdan baktığımızda yangın konusu yapı tasarımında mesleki sorumluluklar açısından, mimari proje müellifinin mihmandarlığında elektrik ve mekanik proje müelliflerinin sorumluluğu altında olduğunu belirterek yapılması gereken ve alınması gereken önlemlerle ilgili bilgi verdi. Mısırlı, “Kaçışın planlaması, zonların ayarlanması, dumanın tahliyesi, kaçış senaryolarının önceden oluşturulması gibi birçok temel prensipler söz konusudur. Ama en başta doğru risk analizleri yapmak yapıya özel gerçekçi senaryolar hazırlamak, dumanı uzaklaştırma imkanları yaratmak, yangını sınırlandırmak amacıyla iç ve dış hacimlerde yatay ve düşey geçirimsiz bölümler oluşturmak, kaçış yollarının emniyeti, malzeme seçimi yanmaz ve zehirleme oranı düşük malzemeler kullanmak ve hazırlanan senaryoya uygun olarak söndürme sistemlerini tesis etmek. Bu olumsuzlukları en az seviyeye indirebilmek için yapı sektöründe yer alan aktörlerin yangın güvenliği hususunda farkındalığın artırılması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.